-
Doğanın İmkansız Modeli
İnsanlığın başlangıcından itibaren etrafımız anlamlandırmaya çalışıyoruz. Her bir ifade kendi içinde anlam taşır. Anlam tek bir şekilde ifade edilmemektedir. Bir problemin birden fazla çözümü oluşu gibi anlamın da birden fazla ifadesi vardır. Bizler doğaya baktığımızda görünenin ardındaki anlamın, matematiğin, fiziğin farkında değilizdir. Bilgimiz ifadeler ile sınırlıdır. Bir ağacın dallanıp budaklanmasındaki ifadeyi görüyoruz, fakat ağaçların neden kar taneleri şeklinde olmadığını bilmiyoruz. Diğer seçenekler hakkında varsayımda bulunamıyoruz. Bu özelliği kazanabilmek için benzerliklerden yola çıkarak anlama varabiliriz. Doğanın benzerlikleri, atomik ölçekten başlıyor. Çiçeklerin ve moleküllerin “anlam”ına yolculuğa madde yapısını inceleyerek başlıyoruz. İlk durak: Maddenin Yapı Modeli Uçaktan aşağıya baktığınızda birçok insan, ev, ağaç görürsünüz. Ancak bunların içeriğini görmezsiniz. Gördüğünüz insanların kim olduğu önem…
-
Doğanın İmkansız Modeli-Sunum
-
DÜZÜLKE: Boyutların Gizemli Dünyasına yolculuk
Bir gün uyandığınızda kare olsaydınız ve 2 Boyutlu bir evrene gözlerinizi açsaydınız, hayatınız nasıl değişirdi? Koşmak, zıplamak, su damlalarının hareketlerini izlemek…Bunların hepsine yabancı olduğunuz bir yer. Çünkü bu dünyada hiçbir şeyin yukarısı yok. Edwin Aboot Düzülke’sinde boyut kavramının evreni ve bizi ne kadar değiştirdiğini, gerçekte var olan şeyleri algılarımızın sınırları dahilinde değerlendirmemizi aktarıyor.Kitabın ana yapısı Noktaülke(boyut yok), Çizgiülke(bir boyut), Düzülke(iki boyut), ve bizim ülkemiz Uzayülke(üç boyut) evrenlerinin yapısını o evrenlerdekiler ve iki boyutlu kare ile üç boyutlu küre tarafından anlatıyor. Düzülkede her şey çizgi, üçgen, kare, altıgen, çokgenlerden oluşuyor. Herkes birbirini aslında bir çizgi olarak görüyor. Örneğin bir daireye ve kareye uzaktan bakarsanız ikisi de çizgi şeklinde görülür. O zaman…
-
Yukarıdan Aşağıya
Evreni anlamak için birçok yöntem kullanılmış, birçok konu sınıflandırılması yapılmıştır. Evreni anlamak için yaptığımız ilk şey gözlerimizi açmak ve etrafımızı gözlemlemektir. Ürettiğimiz bütün yöntemler, fizik kuralları ve sorular gördüklerimizin bize izin verdiği kadardır. Görme eylemimiz bize üzerinde fikir üreteceğimiz evrenimizi tanımamız için bir araçtır. Ağaçlar, dalgalar, sesler, atomlar… Bunların hepsi 5 duyu organımızın algıladığı şeylerdir. Her biri ile aynı nesnelere karşı farklı bilgiler ediniriz.Peki evrenin duyuları nelerdir? Daha doğrusu bizim evreni algılamamıza yarayan “duyu” ve evren hakkında farklı bilgilere ya da kısıtlı bilgi erişimine sahip olmamıza olanak sağlayan “duyu” nedir? Nesneler hakkında bilgi havuzunu arttıran ve farklı yönlerini algılamamızı sağlayan boyutlar insanın duyularına benzetilirse, evrenin duyularına boyutlar diyebiliriz. Boyutlar! Aynı…
-
Evrenin Geometrisi Serisi
İnsanlar eski zamanlardan beri etrafında olan bitenleri anlamak istemiş ve merak etmiştir. Yeni ve karmaşık şeylerin beyinde belirsizlik hissine neden olmasıyla bu belirsizlikten kurtulmak için merak duygumuz oluşmaktadır. Evren hakkındaki bilgi yetersizliğimiz evrene karşı belirsiz bir tutumda olmamızı sağlar. Gördüğümüz şeyler hakkında kesin bilgiye sahip olmak, belirsizlikten kurtulmak için evrenin içindekileri algılayış biçimimizi yükseltmeye sorular aracılığıyla ulaşmaya çalışıyoruz. Evreni anlamayı 2 ayrı çerçevede düşünebiliriz; Evrenin içindekiler ve evrenin iskeleti. Kuarklar ve daha derinine indiğimizde sicimlerin oluş biçimleri evrenin geometrisine bağlı olarak gelişmişlerdir ya da evrenin geometrisi içindekilerin yapısı nedeniyle bu haldedir de diyebiliriz. Evrenin Geometrisi yazı serisinde, sicim teorisi ve M-teorisi sonucu bulunan uzayzaman boyutsal yapısı ve cisimlerin farklı boyutlardaki…